Kek pişirdim 2 (Cooking Cake 2 )

Babaannemizden Melisi almak iyice zorlaşmaya başladı. Biz anneler işten çıkar çıkmaz çocuğumuzla birlikte olmak yemek hazırlamak birlikte yemek sohbet etmek aktivite yapmak birlikte kitap okumak hikayeler uydurmak masayı toplamak ortalığı toplamak çamaşır yıkamak gibi bütün sorumlulukları kabullenirken babalar sabahları çocuğu giydirmek evden çıkarıp arabaya koyup babaanne veya anneanneye götürmek ve almaya nasıl erinebiliyorlar? Düşünüyorum ama halen sebebini çözemedim. Kıyafetlerine kadar hazırlamamız bekleniyor saçına takacağı toka veya ogün oynayacağı ekstra bir oyuncağın alınması …..bile bekleniyor. Bu kadar sorumluluk bazen çocuğuyla sadece ben babanın bana saygılı ol veya sözümü dinle veya seni döverim gibi sözlerle yapılan iletişime dönüşünce ise bir anne için dayanılmaz hale gelebiliyor.

Bazen o dakika evi terkedesim gelsede çocuğum için hep katlanıyorum. Geçenlerde Deli anne’nin blogunda bir yazı okumuştum oda benzer konulardan bahsediyordu. Çekip gitmek çözüm olsaydı babamın gidişiyle hayattaki bütün sorunlar çözülürdü heralde. Ama öyle olmuyor çekip gitsen bile sorunlar geride kalanlara kalıyor ki ben bunu en iyi yaşayan kişiyim.

Neyse işte Allah biz annelere içimize anne olma heyecanını soktuğu andan itibaren sanırım sabrı ve anne olmanın verdiği o muhteşem diğer duygularıda vermesinden dolayı biz babalara göre daha duyarlı ve sabırlı olabiliyoruz. Tabi bu arada bir babanın çocuğuna ayırdığı kaliteli zamanda bunda bir etken olabailir. Onlar için hayat açısı sadece para kazanmak çalışmak olduğu için çocuğumla erkenden evde olup zaman geçirmeğe çalışmak onu daha iyi anlayıp her yanlış hareketinde “Yeter be” “Bıktım” “yaramazsın” “söz dinlemiyorsun” gibi tanımlarla çocuğunu incitmemeye çalışmayı bilemiyorlar. Dövmek ise bazen en iyi çözümleri oluyor. Ben rahmetli ababmdan çok dayak yemiştim. Abimde aynı şekilde. Bir keresinde (bunu babamda hiç unutmazdı) beni duvara yapıştırmıştı. Babamla sinirlendiğinde iletişim kurmamız gibi bir durum asla olamıyordu. Babamdan bana kalan en büyük mirasta sinir oldu sanırım. Ama Melis’e karşı asla. Bu kadar savunmasız bir çocuğa asla. 

Neyse Melis’i akşam almaktan açıldı konu biraz dolu olduğum için sanırım çok uzattım. Yolda giderken ne yemek yapalım dedim. Havuçlu kek istiyorum dedi. Tabiki eve gittik birşeyler atıştırdık ve keke giriştik. Ellerine sağlık Meliscim gerçekten çok güzel olmuş. İşyerindeki dayıların ve ablalarında çok beğendiler.

Pratik hayat: temizlik (Practical life: cleaning)

Rıfkı(kaplumbağamız) açır diye Melise yem vermesi gerktiğini hatırlattım nasıl oldu bilmiyorum ama bir anda bütün yemler halının üstüne saçıldı. Melis tepkimi ölçmek için bana baktı. Kızmadım:) Şaşırdı tabi. Gülümsedim hadi bakalım temizlik vakti prenses dedim ve eline faraş ve süpürgeyi verdim. Ben kötü bir annemiyim? Ama buna pratik hayat eğitimi diyorlar montesorride 🙂